DİĞER
“İnsanlar ölüyor, adresler değişiyor, kentler yıkılıp yok oluyor, aileler dağılıyor, birileri diğerinin çöpünü bile görmek istemiyor belki ama bir kart onca yıla, onca kayba direnip duruyor. Sizin hikâyeniz, gün geliyor başka birinin üzerine titrediği bir hatıra oluveriyor.”
K24'te Ağustos ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"İdeolojik olmayan, çünkü savunulmayan, önerilmeyen bir kadercilik, Bıçakçı’da olumsallıkla iç içe kendini gösterir. Saf rastlantının ürünü gibi duran olaylar, sahneler ve davranışlar, aynı anda bir kımıldatılmazlık görünümü de almış gibidirler. Ama yine aynı anda, hiçbir parçanın onu bir başka parçayla değiştirilemez kılan bir özselliği, bir zorunluluğu olmadığı görülür."
“İstanbul üzerine, salt şehir olarak İstanbul üzerine yazmak nasıl olur, olmalı; bunu düşündüm. Orada karşıma dünya üzerinde sadece İstanbul’da yetişen bir çiğdem türü ve bunun dantel motifi çıktı. Ben de ha bire bu motifi ördüm durdum. Dantel geldi, yine zalimin diline karşı zarif dil bağlamında olmadık bir yere oturdu..."
Otuz yıl sonrasının Türkiye’si nasıl bir yer olacak? Cevaplaması çok güç bu soruyu, Şahin Alpay ta 1991’de, Türkiye’nin önde gelen 32 simasına yöneltmiş… Bugünden bakınca cevaplar, beklentiler ve gerçekler arasındaki tezat dikkat çekici.
Talât Sait Halman Çeviri Ödülü seçici kurulundan Yiğit Bener, Kaya Genç ve Doğan Hızlan Joyce'un Finnegan Uyanması çevirisi ile "Konuşmalar" dizimizin konuğu oldu
Önde gelen Fransız gazeteci, yazar ve aydınlar, Türkiye’deki tutuklu gazeteci ve yazarların derhal salıverilmesi için dayanışma kampanyası başlattı...
Türkiyeli okurun yakından takip ettiği Alberto Manguel, Londra'da katıldığı bir söyleşi sonrasında Musa İğrek'in sorularını yanıtlayarak son zamanlarda başına gelenleri anlattı...
“Savaşlar ancak taraf olmadığımızda, alışmadığımızda, yenmeden yenilmeden yarın bitecek ama hiç bitmeyecek gibi savaşın sonunu bekleyerek değil; günün içini doldurarak, sevişerek, yiyerek, içerek, savaşarak değil. Şarkıyla, yazıyla, şiirle bitecek”
Târih sahnesinde eşsiz bir sayfanın açılışıyla ilişkilendirilen bu isim, İstanbul şehrinin Kartal semtine dahi uzanarak dünya ölçeğindeki hükmünü “yalnız ve güzel ülkeye” de taşımıştı
© Tüm hakları saklıdır.